Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonrasın Külliye’de yaptığı balkon konuşmasında iktisada ait bildiriler da verdi.
Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan sözler şunlar oldu:
Aziz milletim, bedelli kardeşlerim seçimler bittiğine nazaran artık tüm vaktimizi ve gücümüzü çalışmaya, eser üretmeye, hizmet vermeye tamamiyle tahsis edeceğiz. Asrın felaketi 6 Şubat zelzelelerinin yaralarını sarmak, yıkılan kentlerimizi yine ayağa kaldırmak, insanlarımızı hayata bağlamak önceliklerimizin en başında yer almayı sürdürecektir.
Sadece kalbimiz değil elimizde daima sarsıntı bölgesinin üzerinde olmaya devam edecektir. Enflasyonun yol açtığı fiyat artışları sorunlarını gidermek, refah kaybını gidermek önümüzdeki günlerin en acil bahis başlığıdır. Bunları başbakanlığım periyodunda faizi 4.6’ya, enflasyonu 6.2’ye indirerek ispatlayan biz değil miydik?
Biz bu işi yaşadık, yaptık lakin bunları bu türlü bir kaygısı var mı? Bunlarla laf ola beri gele. Yaparsak tekrar biz yaparız. Evet şu anda faiz 8,5’a indirildi ve enflasyonda inecek. Onlar bizimle yarışamaz. Onlar IMF’nin kapısında nöbet meblağlar. Bizler Davos’tan kopuşumuzu nasıl başlatmıştık biliyor musunuz?
Ve Davos’ta şu anda Babacan yanımdaydı o vakit. Ve Davos’ta IMF lideri ile görüşüyoruz. O vakit bizim 23,5 milyar dolar IMF’ye borcumuz var. Lidere dedim ki, ‘Sen taksitlerini alıyor musun, hasebiyle Türkiye’nin siyasi mukadderatına sen müdahale edemezsin. Türkiye’nin başbakanı benim, sen yalnızca taksitlerini alacaksın’. 2013’te son taksidi ödedik, ondan sonra IMF ile münasebetimiz bitti.
Bu CHP ne diyordu hala IMF’den borç almanız lazım. O sizin işinizdir bizim değil. O gün bugün 10 sene geçti. Biz IMF’den borç almadık. O vakit da Merkez Bankası 27,5 milyar dolar Döviz rezerviydi. Bunlar İngiltere’ye gidip 3 milyar dolar getirecekmiş. Onlar sana delikli kuruş vermez, tefeci kime para vereceğini çok yeterli bilir. Tefeciden para isteyenin akıbeti sandıklarda ortaya çıktı.
Biz artık yolumuza emin adımlarla yürüyoruz. İtimat ve istikrar, bu iki kavram çok değerli. Siyasette arkadaşlarımla daima bunu konuştum. Güçlü bir iktisat idaresini bu iki kavramın üzerine kuracağız. Bir finans idaresi, yatırım ve istihdam odaklı bir üretim iktisadı tasarlıyoruz.
Sanayi, güç her alanda giderek artan üretim gücümüzün sağladığı imkanlar herkesi şaşırtacak yeni bir ekonomik atılımın lokomotifi haline getireceğiz.
1 ay mühletle fiyatsız olarak doğalgazı vatandaşlarımıza verdik mi? 1 yıl boyunca da 25 metre küp doğalgazı biz Cumhurbaşkanlığının ikramı olarak vatandaşlarımıza verme kararını açıkladık mı?
Şimdi Gabar’da petrol çıktı. Yatarak çıkmadı. Çalışarak çıktı. Daha evvel orada Bay Bay Kemal’in dirsek temasında olduğu teröristlerin oralarda beton dökmeleri sebebiyle petrol çıkartamıyorduk. Ancak artık çıkardık. Bununla birlikte global gelişmelerin bozduğu istikrarlar yine kuruluyor.
Eğitim, sıhhat, ulaşım, güç, sanayi, tarım, turizm, spora kadar ülkemize asırlık kazanımlar sağladığımız alanlarda çıtayı daha üste taşıyacak yatırımlarla yolumuza devam edeceğiz. Ülkenin kaidelerine ve gençlerimizin beklentilerine karşılık gelecek uygulamaları genişleterek sürdüreceğiz.
Sağlıkta dünyanın örnek aldığı altyapımızı ve sigorta sistemimizi daha ileriye taşıyacağız. Kent hastanelerimizi artıracağız. Kalkınmanın temel altyapısı olan ulaştırma ve güçte yatırımları küresle seviyeye taşıyarak Türkiye’nin pozisyonunu daha da güçlendireceğiz. Sayın Putin’in Türkiye’nin yani Trakya’nın bölge olması konusunu tebrik bildirisinde tekrar etti. Onlarla bu adımı atacağız. Trakya bir merkez olacak.
Sanayimizi özellikle savunma endüstrimizin marka pahasını artıracağız. Bizi dünya besin kesiminin en değerli aktörlerinden biri haline getiren tarım ve hayvancılıkta üretici gelirlerini artıran bir sistemi hayata geçireceğiz. Hizmetlerde, turizmde yakaladığımız ivmeyi sürdüreceğiz. Toplumsal yardım ve d estek sistemimizi milletimizin tek ferdinin kendisini sahipsizlik hissetmeyeceği düzeye getirene kadar geliştireceğiz.
